KÖYÜMÜZ SÜKSÜN’E GENEL BİR BAKIŞ (BÜNYAN ) / Osman ÖZKAN yazdı

 KÖYÜMÜZ SÜKSÜN’E GENEL BİR BAKIŞ (BÜNYAN )

11.05.2021 Tarihinde “YUKARI MAHALLEDEN ,ORTA MAHALLEYE “ DİYE  ÖZELLİKLE  CAMİNİN TARİHİNİ ;Anlatan  bir

yazı  yazmıştım. Mehmet TAŞTAN şöyle bir yorum yazmıştı:”Hayırlı bayramlar hocam Rabbim hayırlı ömürler versin hocam köyümüz yukarı mahalle ve orta mahalle değil birde aşşagı mahalle var keşke birazda oradan bahsetseydiniz bilgilerinizden faydalanırdık saygılar hoca(yazıldığı gibi )eleştirmişti ,çokta iyi etti.Beni aklımın yettiği kadar Yukarı ve Aşağı Mahalleyi’de yazmaya zorladı. Genellikle komşularımızı köyde anılan bidiğim  “LAKAPLARIYLA”yazdım ki,daha iyi tanınsın, yeni öğrenecekler de anımsasınlar diye.Bazı kişilerin ve hanelerin isimlerini anımsayamadım.Şimdi sizden ricam:YANLIŞLARI DÜZELTİN, EKSİKLERİ TAMAMLAYIN.BU VE BENZERİ YAZILAR KÖYÜMÜZÜN TARİNİNDE BELİRLİ  İZ BIRAKACAK,GELECEK NESİLLERE AKTARILACAK. HADDİMİZE DEĞİL HAŞA ,EVLİYA ÇELEBİ VE PİRİ REİS OLACAK DEĞİLİZ…

                                                                   AŞAĞI MAHALLE

Köyün güneyinden ,Çağlayan (Çaalaan)dan başlayan,Perçin deresini aşarak,Çevrim Kayadan,Köyün  Güneybatısından gelen bir dere, köyü ikiye böler,baharda karın erimesiyle oluşan sular akar ,Harımlarda düzlüğe ulaşır ,Dölek mevkiinde son bulur.İşte bu derenin iki yakasına dizilen evlerden oluşan semte  :AŞAĞI MAHALLE denir.Bu derenin güney bölümünden başlarsanız: Eski ve ilk evi,Salimlerin evi (Hani yakın zamana kadar hepimizin tanıdığı Salim –deli Salim-tam deli de değildi kimseye zarar verdiği olmamıştır.TIBBEN nasıl bir hastalık olduğunu bilemiyorum.Sanırım bilende yok.Deli diye tutturup gittik.Sabah kalkar kafasından kestirdiği bir yol çizer ,sakin sakin  gezerken ,yolda karşılaşan komşular, yiyecek bir şeyler ikram eder.konuşmaz sesini duyan olmamıştır.Sıkışınca konuşmaya zorlanınca,omuzunu ve bedenini de sağa sola sallayarak git oğlum anlamında ;”ded olum” der,hafif gülümserdi.Biz çocuklar biraz sıkıştırırnca da taşı kaptığı gibi kovalardı.Bazı Evlere fazla uğrar oturup kaldığı da olurdu.Köy değil mi?Dedi kodular da üretilirdi.) .Çevrim kayadan gelen ilk sel  oradan geçerdi.Devamında Çollo Emminin ve Mıstığın evi ,(ekmeği bol Naziğin evi)Mıstığı anlatmadan nasıl geçerim.Uzuncaya yakın boyu,gözünde dereceli kalın camlı gözlüğü,beyaz sakalı,inceden sakin sesiyle seslenir gelir.Yoldan geçerken mutlak elinden tutar eve ,çaya ,kahveye davet eder. Olmadı, ikinci evi gibi yaşadığı köyün mezarlığında  (mezarlık evine yakındı.)yetiştirdiği ağaçların altına oturtur, evden hazırlanan çay getirilir,ağzını dudaklarını şapıtata şapırtada öyle bir sohbete başlanır ki,o gün için  sizi, şaşırtan sorularla; hem düşündürür, hem de kendine göre cevaplar verirdi.”Bu adam sapıtmış” demesinler diye de herkesle paylaşmazdı aykırı düşündüklerini…Beş vakit namazını kılar geri kalan  vaktini zamanını köyün mezarlığının temizliğine ve ağaçlarına adardi.Bu gün mezarlık  o kurak böldede yemyeşilse MISTIK’a borçludur.

Aradan geçen  Güllüce yolu ve “selektör” tohum eleme evi, Taş köprü :(Kemerli bir köprüydü ne zaman ,kim yaptı bilmiyorum ama ;dereden ancak  köprünün üzerinden yürünerek geçilirdi.Bir işlevi daha vardı:Perçinden köye gelen içme suyunun geçişini sağlayan su kemeriydi. Derenin güneyinde Kereller (inler) ve mezarlık.Mezarlığın hemen yanı Kahyaların (Kaların)İbrahim’in ve Naci’nin evi ***(Bu sayın kişileri ,ilerde tek tek anlatacağım )Pıhırların ev,Alanin Hüseyin’in ev,Cacıkcının evi,bu evlerin önünde :Aşağı çeşme (Mimari yapısı taş kemerler dört tarafı birleştirilmiş,kemer ayakları demirlerle bağlanmış tarihsel özelliği olan bir çeşme.Sarı pirinçten su oluğu,uzun havutları hayvanların sulanması için yapılmış,üzeri  kalın ahşapla örtülüydü.Bu mahalle çeşmelerin de  kadınlar çamaşırları,bulgurluk buğdayları yani su ile olan bütün işleri bu çeşmelerle karşılardı.(bu çeşmenin benzeri caminin yanında da vardı.)Devamla Çakırağaların evler,Çeşmenin altında Durdu  Efendi’nin evi(Köyün ilk okuyan 3 kişisnden biri) Alibaz (Ali Çakır) Mehmet onbaşının (Cafer ve Mustafa Altıntaş)Kadıların Bekir ağa ve abidin ağanın evleri,Ahmet kahyaların  evleri(Muhtar Baki,***marangoz hacı Recep)Topal havızın evi,Kepril Ömer ve kardeşi kıllı Recep (Elvan’ın amcası ve babası).Cıllavuk’lunun evi,(Kara Servet ),Kadir Avşarın (Mehmet ve Kadir) ve salih Polat’ın evi (Çete Yusuf,Eşref ,Kör ihsan***)evleri;benim hatırladığım son evlerdi.Gölün yoluyla biterdi  o yamaç…Derenin  orta mahalle tarafında:Hacı Asker,Kör Durdu’nun (Hakkı Çolak’ların) evinin ardında, Kiralinin (Şeref,Yüksel köseler) evi ,Kör Nuriler,ve büyük bir koyun ağılı ve yine Ahmet kahyalardan Kazım ,Hacı Recep, (marangoz) ve Bakı Polat’ın Muhtar odası ;Güccük Mehmetlerin (Çiçekler),Hürmüz Amcanın,Abdurrahim emminin küçük kulübesi (110 yaşında) vardı.Az yukarıda ,Kestek bacılar Altaylar )Cacaların evi ve Tuzlataş(Okulun hemen önü boşluktu kocaman taşlar  daracık kağnı yolu kadar boşluk vardı.Daha sonra düzeltilerek Köyün  Bünyan’a Kayseri’ye ,işe,gideceklerinin toplanma yeri oldu.Köyde tek bir “Austin” komyon vardı.Vapur ismini koymuşlardı …Herkes ona doluşur yaz kış vapurla yolculuk edilirdi.  ) ve OKUL.Duranalinin  (Bekir)evi ve Feti’nin ev  en  sonuncusuydu…Çok sonra  Salla’nin evi ve diğierleri…

 2                                                                YUKARI MAHALLE

Yukarı mahalleyi anlatmadan geçersek köy eksik kalır.İlk ev Çot Hacının İsmailin ve kardeşi kör Mehmedin .Hemen yanında Battalın Hasan’ın  ve Koca Mehmedin ev,ara sokaktan sora  Musalin evler başlar,hemen karşılarında YUKARI ÇEŞME çeşmenin üzerinda Beşirlerin evler. Çömezin Mustafa ve hemen bitişiğinde ;çevrenin Nasrettin hocası gibi nüktedan BEKAR ağanın evi Yukarı çeşmeye gidenlerin geçmek zorunda kalacakları daracık bir sokaktan geçecek,dar sokağın böldüğü güney tarafta Salih Hocaların  5-6 haneli evleri. Önünde  büyükçe boşluk harman yerleri, Misafir odalarının önünde BULGUR SOKUSU.(Şimdi yerinde Mehmet’in bakkalı var.)

SOKU deyince; çocukluk anım aklıma geldi…Hani insan  çocukluğunu bir yerlere saklayıp,ara sıra  oraya uğrayıp ,hasret gidermek istiyorya…Benimde sakladığım çoçukluğum geldi aklıma…7-8 yaşlarındayım,anneme kısa kollu gömlek giymek istediğimi söyledim.O da giydiğim gömleğin kollarını kesip getirdi…(Gömlekte ,babamın gömleğinden küçültülerek uydurulmuş bir şey !)Rengi açık mavi  ,siyah ince çizgili havaiii bir gömlek oldu.Şapkamı da (Takke) attım.Yani şapkasız ve kısa kollu bir çocuk olarak göle doğru gidiyorum…Arkadaşlarıma hava atacağım…Sokunun çevresinde  ihtiyarlar (bana göre)oturmuşlar,bastonla, deynekle yerleri karıştırarak sohbet ediyorlar…Bak bak “GAVURLARA benzemiş”başı açık kolu kısa bir de hafız olacak !Diye beni azarladılar…Ben yürüdüm Tuzla taştan okulun yanından ,üzülerek,birazda kızarak gittim göle…Akşam eve geldiğimde kollarım güneşten yanmış sızlıyordu.Aklıma düştükçe halen içim sızlar.Yanıktan çok ta “GAVUR” diye azarlanmam …

Yukarı Çeşmenin etrafında Beşirgil,Dervişli sülalesi,altında Hıllahlar ve Hacı Mehmet Kayasandığın misafir odası. (Misafir odası diye belirtmem şundan.Evlerden ayrıca gelen konukları kabul edecek ayrı bir Misafir odaları olurdu. Musalin,Salih Hocaların,Abdi Efendilerin,Hacı teyfiklerin,Kadıların yani her sülalenin misafir odası bulunurdu.)

Bu misafir odalarında (babam anlatmıştı.Hacı Şükrülerin odada okumuş) OKUMA –YAZMA Öğretiliyormuş.Yani MİLLET MEKTEPLERİ olarak kullanılmış. (Millet Mektepleri 1928 yılında Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati tarafından açılmış, 4 aylık kurslar olarak devam etmiş,Tüm Türkiye’de 62 302 kişi  Okuma yazma öğrenmiş.)

Evleri tanımaya devam edelim.Kepisenin Kadir,Necip Ustalar (marangoz),Abdi Efendiler,Hacı Teyfik,Salih efendi (köyün ilk okuryanıdır.Nüfus memurluğu yaptı.),Serçe oğulları, Dart İsmailler,Kolağasılar,Murtazaoğulları,Kör Haliller,Deliağanın ev Tuzlataşta buluşur.   (    1963-1966 yılları.) 10.11.2021

Osman ÖZKAN                     SEFERİHİSAR.

*** işaretli kişileri ve köyün tanınmışlarını ayrıca yazacağım.

Kaynak: Yeni Süksün Haber


Yorumlar