Milli Güreşçimiz Ziya DOĞAN, 88 yaşında Hakk'a yürüdü (1932- 2020)

 

Milli Güreşçimiz Ziya DOĞAN, 88 yaşında Hakk'a yürüdü (1932- 2020)

Bugün ikindi namazından sonra doğum yeri Büyük Tuzhisar'da defnedilecektir. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.


KAYSERİ’NİN YÜZ AKI MİLLİ GÜREŞÇİ ZİYA DOĞAN

Ata sporumuz güreşte Kayserimiz bir büyük güreşçiyi, Ziya Doğan’ı yetiştirmiştir. 1932 yılında Bünyan’ın Büyük Tuzhisar kasabasında dünyaya gelen Ziya Doğan, geleneğe uygun olarak küçükken önce kasaba ve civarındaki sayılı güreşçilerle müsabakalara çıkarak güreşe sevdalanmıştır. Bunda o günlerde Türkiye’de güreşin popülaritesinin yüksek oluşu, o dönemde dünya çapında güreşçiler olan Gazanfer Bilge, Celal Atik, Yaşar Doğu, Nasuh Akar, Servet Meriç gibi isimlerin yetişmiş olması etkili olmuştur. O dönemin gençlerinin kalbinde yatan şey, bu büyük güreşçiler gibi isim yapmaktı. Ziya Doğan da kendisinden önceki kuşağın etkisiyle genç yaşta memleketinden ayrıldı ve İstanbul’a gitti. 1949 yılında Fatih Güreş Kulübüne katıldı ve orada Koç Ahmet isimli hocasının büyük emekleriyle güreşi kurallarına göre öğrendi. O, geleneksel Türk güreşi olan serbest stilde güreşmek arzusu taşıdı ama duruma göre grekoromende de güreşmek zorunda kaldı. Ziya Doğan üzerinde büyük emekleri olan bir büyük insan da Türk güreşinin efsane isimlerinden olan Yaşar Doğu’dur. 1960 yılına kadar Türk Güreş Milli Takımını çalıştıran Yaşar Doğu, Doğan’ın Koç Ahmet’ten sonraki hocasıdır. 1951 ve 1952 yıllarında İstanbul iki defa İstanbul ikincisi olduktan sonra 1953 yılında İstanbul birinciliğini elde etti ve 1954 yılında da Türkiye birincisi oldu. Artık ufku açılmıştı. 1955 yılında Türkiye birinciliğini tekrar kazandıktan sonra bu kez ilk uluslar arası başarısını elde ediyor ve Balkan Şampiyonu oluyordu. Bu Balkan Şampiyonluğunun önemi büyüktü. Çünkü, 1956 yılında Dünya Güreş Şampiyonası Macaristan’ın başkenti Budapeşte’de yapılacaktı. 1956 yılı Ziya Doğan için oldukça yoğun bir yıl olmuştur. 1956 yılında Budapeşte’de Dünya Üçüncülüğünü elde etmiş ve adını iyiden iyiye duyurmuştur. Ayın yıl Yugoslavya’da yapılan Adriyatik şampiyonasında ise 79 kiloda birinciliği elde eder. 1958’de İtalya’nın Napoli şehrinde yapılan turnuvada bir birincilik daha elde etmiş, 1959 yılında ise Beyrut’ta yapılan Akdeniz oyunlarında 79 kiloda hem serbestte, hem de grekoromende mücadele ederek her alanda da altın madalyayı kazanmıştır. Aynı şampiyonada iki farklı alanda altın madalya kazanmış ender sporculardan biri olmuştur. 1960 yılında ise bu kez Avrupa Şampiyonasında Atina’da Bulgar Dobrov’la finale kalmış. Finalde iki güreşçi yenişemeyince tekrar tartıya çıkarılmışlar ve Ziya Doğan, rakibinden 150 gr fazla gelince Avrupa ikincisi ilan edilmiştir. Bu duruma son derece üzülen milli güreşçi, 1960’dan sonraki birçok özel turnuvaya hem üzüntüsünden hem de kaburgasındaki rahatsızlıktan katılamamıştır. 1963 yılında ise yeniden Dünya Şampiyonasındadır. Japonya’nın Yokahama şehrinde yapılan şampiyonaya Ziya Doğan bu kez 6 kilo verdirilerek 73 kiloda ve grekoromende katılmıştır. Güreşçinin arzusu ise kendi kilosu olan 79 kiloda ve serbestte mücadele etmek şeklinde olmuştur. Grekoromende de üstün bir gayret gösteren Ziya Doğan, Romen Bularko ile 1.lik – 3. lük maçına çıkmıştır. Gerek kilo kaybetmesinden ve grekoromende güreşmesinden, gerekse doğu bloku ülkelerinin birbirini kollamalarından dolayı maç başa baş bitmiş olmasına rağmen Doğan, sayı ile mağlup kabul edilmiş ve güreşçimiz dünya üçüncüsü olmuştur. Ziya Doğan, Atina’dan sonra bu ikinci büyük üzüntüyü yaşadıktan sonra aktif sporculuk hayatına son verme kararı almış ve daha sonra Almanya’dan aldığı bir teklifle güreş antrenörlüğü ve teknik adamlığı görevi ile Almanya’ya gitmiş ve orada 24 yıl aralıksız olarak güreşçi yetiştirmiştir. Bunlar arasında dünya şampiyonluğu kazanmış güreşçiler de vardır. Ziya Doğan bugün 72 yaşında ve Hisarcık’ta mütevazı bir hayat sürmekte ve anılarını da güreş meraklılarıyla paylaşmaktadır. Bu anılardan birkaçını sizlere nakletmek istiyorum:

İSTANBUL KARMASINDA JAPONLARA KARŞI GÜREŞİ

1953 yılında Japon Güreş Milli Takımı, Türk Milli Takımı ile maç yapmak için İstanbul’a gelmiştir. Ziya Doğan, İstanbul birincisi olarak İstanbul Karmasında bulunmaktadır. Önce Türk Milli Takımı ile maç yapan Japonlar, müsabakaları 5-3 kaybederler. Sonra da İstanbul Karması ile Japonların maç yapması uygun görülür. Japonlarla müsabakalardan başlamadan önce İstanbul Karmasının çalıştırıcısı Koç Ahmet iddialı demeçler verir ve Japonları 7-1 yeneceklerini iddia eder. Müsabakalar başlar ve Japonlar ilk dört müsabakayı kazanarak 4-0 öne geçerler. Koç Ahmet, derin bir üzüntüye kapılır. İstanbul Karması kalan dört maçı alarak müsabakayı 4-4 tamamlar. 79 kiloda müsabakaya çıkan Ziya Doğan, rakibini tuşla yenmiş ve müsabakanın tek tuşla galibiyeti elde eden sporcusu olduğu için kural gereği İstanbul Karması Japon Milli Takımını yenmiştir.

MİLLİ GÜREŞÇİYİ İŞTEN ÇIKARMIŞLAR

1956 yılında Budapeşte’de Dünya Üçüncüsü olduktan sonra Adriyatik Şampiyonasında da birincilik elde eden milli sporcumuz, büyük başarılara imza atmanın gururunu yaşarken doğup büyüdüğü, ekmek parasını kazandığı şehre gelince kendisini şoka uğratan bir durumla karşılaşır. Kayseri Sümerbank Fabrikasında çalışan Ziya Doğan, iş yerinden atıldığını öğrenir. Zamanın fabrika müdürü İbrahim Etçioğlu, Doğan’ı işe gelmediği gerekçesi ile işten atmıştır. Milli güreşçi çok üzülür. Sonradan birileri, fabrika müdürünün kulağına bir şeyler fısıldar ve güreşçinin Türkiye’yi temsil eden milli bir sporcu olduğundan bahisle bu fiyaskonun Ankara’da duyulması halinde neler olabileceğini anlatırlar. Tekrar işe alınırsa da Doğan’ın burukluğu geçmez ve Sümerbank’tan ayrılarak Kayseri Şeker Fabrikasına girer. Orada uygun bir ortam bulur ve Güreş Kulübü kurarlar. Bu kulüp sayesinde Kayseri’nin güreşteki önemi artar ve yurt dışından takımlar bile Kayseri’ye güreş müsabakaları yapmak için gelirler. Bu kulübün güreşçilerinden İzzet Büyük, Fethi Mete, Ünver Beşergil, Abdi Akkan ve Mustafa Sever gibi güreşçiler Türkiye Şampiyonalarında dereceler elde etmeyi başarırlar.

MİLLİ GÜREŞÇİYİ BEYRUT’TA TAŞLADILAR

1959 yılında Ziya Doğan, Türk Milli Takımı ile birlikte Beyrut’ta yapılan Akdeniz oyunlarına katılır ve 79 kiloda hem serbestte, hem de grekoromende altın madalyayı kazanır. Serbestte kürsüye çıkar, milli marşımız çalınır, hiçbir problem yoktur. Grekoromende ise Doğan’ın rakibi Mısırlı bir güreşçidir. Beyrutlular Mısırlı güreşçiyi Arap olduğu için güçlü bir şekilde desteklerler. Müsabaka başa baş geçerken son anda bir fırsatını bulup rakibini oyuna getiren Doğan, müsabakayı kazanır. Altın madalya için kürsüye çıkan milli güreşçi, seyirciler tarafından taş yağmuruna tutulur. Doğan, İstiklal Marşımızı sonuna kadar dinler ve o taş yağmuruna rağmen kürsüden inmez. Allah’ın işine bakın ki, Doğan’a bir taş dahi isabet etmez. Bu hadise Türkiye’de duyulunca infial olur. Gazeteler bu hakareti unutmayacaklarını ve Araplara kucak açılmaması gerektiğini yazarlar. Beyrut’u basmak için Şanlıurfa’dan , Mardin’den galeyana gelip sınıra yığılan insanları askeri kuvvetler sınırda durdururlar. Zamanın gençleri bu hadiseyi heyecanla karşılarlar ve Beyrutluları lanetleyen gösteriler yaparlar.

Seyit Burhanettin Akbaş

Yorumlar