26 Kasım 2019 Salı günü Mehmet Akgül Beyfendi ile birlikte, Bünyan Belediye başkanımız Özkan Altun Beyefendi'yi ziyaret etmek üzere Bünyan'a gittik sabah 09.30 gibi. Ev sahibimiz kıymetli dostumuz Seyit Burhanettin Akbaş Bey oldu. Sabah çayından sonra Özkan Bey'in makamına doğru yöneldiğimizde, kendilerini, vatandaşlarımız ile bir kahvehanenin önünde çay içer ve sohbet ederken bulduk. Sıcacık davranışları, latif ifadeleri, gerçekten gönülleri şenlendiriyordu. Vatandaşlarımızın samimî yaklaşımı, konuşmaları da bunu zâten gösteriyordu. Aklıselim Eczânesi'nin açılışına beraber katıldık. İlçe Emniyet müdürümüz Cumhur Özalp Beyefendi'nin sıcak daveti, çay ikramı ile günümüz şenlendi. Sevgili dostumuz Ali Mazıcıoğlu'nun da iştirâkiyle hoş bir yilli-kôlü sohbeti yaşadık :)
Baba dostumuz Özkan Altun Beyefendi'nin makamında Bünyanımız ve köyleri ile ilgili çok güzel bir istişâre toplantısı yaptık. Allah izin verirse bu istişârenin semeresini göreceğiz.
Seyit Burhanettin Akbaş Bey'in, Bünyanlı hemşehrimiz Ali Cengiz Bey'in mekânında verdiği öğle yemeği ikramında sonra Mehmet Mehmet Akgul ve Seyit Burhanettin Akbaş Beylerle önce yukarı Bünyan'daki Serdengeçti Konağına gittik. Konağın perişan hâlini hüzünle gördük, etrafını dikkatle inceledik. Küçük bir de röportaj gerçekleştirdik. İnşallah, bu muhteşem konak yakın zamanda İl Kültür Müdürlüğü ve Bünyan Belediyemizin ortak çalışması ile ayağa kaldırılacak ve turizme açılacak. Darısı, Elbaşı'daki, Dedem Karabey (Osman) Büyükelbaşı konağının başına.
Konak ziyaretinin akabinde mezarlığa geçtik. Burada, daha önceki dönem belediye başkanlarımızdan Mehmet Özmen Bey'in gayretleri ile yaptırılan şehitliği ziyaret ettik, dalgalanan bayraklarımız ile yüreğimiz huzur buldu. Mezarlığın aşağı kısmında bulunan İlhanlı (Uygur) mezarlarının perişan hâli bizleri fazlasıyla üzdü. Mezarlığın bu kısmının vakit geçirmeden defin işlemlerine kapatılması gerektiğini düşünüyorum. Buradaki mezar taşları veya lahitler hakikaten çok dikkat çekici. Burası, güzel bir düzenleme ile açık hava müzesine dönüştürülebilir.
Mezarlığın yukarı kısmındaki Osmanlı ve Konaklı kabirleri de gerçekten muhteşem bir medeniyeti hâlen temsil edecek kadar güzel ve vakur, her ne kadar elimizde epeyce hırpalanmış olsalar da...
Bünyan'a gidip de Ulu Câmii görmemek olmazdı. Ana kapısındaki süslemelere yine hayranlıkla, kapının tam üzerindeki çirkin aydınlatma lambasına ve onun da üstündeki, taşların içine çakılmış paslı metallere de hayret ve hüzünle baktık, aydınlatma ve kamera bağlantıları için câminin dış duvarlarından geçen tuhaf kablo ve bağlantılarını da yine üzülerek seyrettik. Câmi çatısından aşağıya doğru çörtenlerden/oluklardan sızan yağmur sularının birkaç metrelik bir müdahale ile temellerden uzak tutulması mümkünken, özellikle kıble tarafındaki borulardan akan suların temellere kadar sızmazı ve dış cephe taşlarını zeminle hizalanan yerden aşındırmaya başlaması, acabâ hiç mi bir etkili/yetkilinin dikkatini çekmemiş diye düşünmeden edemedik :(
Hâsılı, Bünyân-ı Hâmid, turizme kazandırılabilecek pek çok değeri ile, geçmişten geleceğe doğru daha güvenle yürüyebilecek çok zengin bir tarihî dokuya, mâziye ve inançlı insanlara sâhip bir muhteşem ilçe. Türkiyemizde, sınırları içerisinde iki kervansaray (ikisi de sultanhanı) bulunan bir başka ilçe var mıdır?
Bu güzel günü yaşattıkları için başta belediye başkanımız muhterem Özkan Altun Bey olmak üzere, hümâ kuşu gibi Kayseri üzerine gölgesini salan kıymetli kültür insanı, koleksiyoner, müzeci Mehmet Akgül Beyefendiye ve Bünyan için çırıpınıp duran güzel insan Seyit Burhanettin Akbaş Bey'e ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bu ülke çok güzel, Kayserimiz muhteşem bir şehir, Bünyan ömre ömür katar.
Prof.Dr.Atabey KILIÇ
Yorumlar
Yorum Gönder