.JPG)
1934 senesi baharı idi. Kardeşim İhsan ile ben
Devetaş'a oduna gittik. Devetaş'ta yayla evi kurulan yere vardık. Eşekleri bıraktık, heybeleri indirdik. Ağaçların altı mantar dolu. Biz odunu unuttuk, mantar toplamaya başladık. Topladığımız mantarları ortaya yığdık ki otuz kilo var. O sırada
Kamer Halanın Osman Ağa (Akyüz), Güllüce'den gelirmiş. Elinde
rençber yağlığı derler bir yağlık mantar ile geldi.
-Aman lan, bu ne kadar mantar dedi.
Sonra da bize anlatmaya başladı:
-Bakın çocuklar, içi beyaz olanlar
Şavşiri... Bunlar zehirli mantardır. Bunları almayın. Şu içi kahverengi siyahlı olanları alın dedi.
Biz de beyazları ayırdık. Yarısından fazlası beyaz çıktı. Gerisi siyah çıktı. Ben türkü çağırarak mantarları topladım. Bir
mut heybesinin iki gözü yarım doldu.
Yorumlar
Yorum Gönder